29 Mart 2013 Cuma

ÇİÇEKLİ TUNİK BAHARIN HABERCİSİ Mİ NE :)


Son zamanlarda dikiş işine takmış durumdayım.
Hai yanlış anlamayın bir şey bildiğimden değil bu merakım. Tamamen amatörce.
Ders almışlığım filan yok bu konuda.
Sadece kulakdan dolma şeylerle ve annemin bu konulara ilgisi olması dolayısıyla ilgiliyim ben de.




Küçüklükden beri bizim yani ablamlar ve benim, nevresimlerimizi, eteklerimizi, pijamalarımızı, hatta bebeklerimizin elbiselerini  annem dikerdi.
Biz de ondan göre göre büyüdükçe bebeklerimizin elbiselerini kendimiz kesmeye, sonra da dikmeye başladık.
Biraz büyüyünce de bir kaç büyük parça diktiğim olmuştu.
Ama daha ilerisine ne zaman geçtim derseniz, bu üniversite yıllarımda oldu.
Bu yazımda da bahsettiğim gibi ev arkadaşım dikiş işlerinden anlıyordu.
O zamanlar nasıl  Seval vesile olduysa, şimdi de tekrar dikiş dikmeme vesile olan yine O' dur.
Yeri gelmişken kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Çünkü benim dikiş makinem yok ve bütün dikiş işini kendisi üstleniyor.
 Yukarıdaki resimde, makinenin başında oturan da yine Seval dir :))




Bir cumartesi günü diktiğimiz bu tuniğin kumaşı taa Sudi Arabistan dan geldi.
Babannem haçdan getirmişti yaklaşık 20 yıl önce.
Ben de hatıra olarak duruyordu.
Şu aralar bu ince tülden bluzlar moda olunca, artık bu kumaşın bir gömleğe dönme vakti geldiğini düşündüm.
Ama aynı gün biz bir de etek diktiğimiz için biraz yorulmuştuk ve düğme işine girmemek ve daha
pratik olur diye böyle bir şey dikmeye karar verdik.




Aslında böyle daha kullanışlı oldu.
Bunu eteğin içine sokarak da kullanabilirim,
uzun olduğu için pantolanla da kullanabilirim.
 Kombinlerimi yapıp, öyle de fotoğraflarım. Bir de  o zaman görürüz bakalım nasıl olmuş ..


Kumaşı tülden dedim ama desenli olduğu için iç göstermiyor.
Yakası da kapalı olduğu için, yazın içime bir daha bir şey giymeme gerek kalmayacak.
Kollarını da biraz geniş kestik ve bileğine lastik taktık.
Böylece kolları dökümlü ve bombeli görünüyor.
Arkasına da geçen yılı modası olan fermuardan yaptık.
Bence gayet şık oldu.
Bir an önce yaz gelsin de tril tril tuniğimi giyip, gezmelere gideyim :)
















Nasıl, sizler de beğendiniz mi bu bıcır bıcır, çiçekli tuniğimi ???
 Aynı gün diktiğimiz turuncu eteğin postu da çok yakında gelecek inşallah...
Ben hemen kaçayım da onun resimlerini düzenlemeye biran önce başlayayım..
Malum okuyucular merak eder, sizleri fazla merakta bırakmayayım :)))

Hoşçakalın 


Sevim Turan Çolak


24 Mart 2013 Pazar

TURUNCU- KLOŞ ETEK DİKTİK


Bu yazımda bahsetmiştim turuncu bir etek diktiğimizden. 
Geç de olsa fotoğraflarını çektim, bir önceki postta bahsettiğim çiçekli tunikle de kombinledim.
Sonunda yayına hazır.. 



Kumaşını Ümraniye Kumaşçılar Çarşısından metresi 2 tl ye aldım.
Aslında bundan dantelli masa örtülerimin altına fon olsun diye almıştım.
 Aynı kumaşın yeşilini de almıştım.. Fiyatı uygun diye, farklı farklı kullanırım masamda demiştim..
Satıcı , ''bunlar arminenin trençkotluk kumaşları '' dedi. Gerçekten de çok kaliteli duruyorlar.
 Benim de masa örtüsü olmalarına gönlüm razı olmadı.
Seval imin sayesinde böyle güzel bir kloş eteğe dönüşüverdi :)
Biran önce yaz gelsinde, sık sık giyeyim eteğimi.
Zaten yaz gelsin de eteklerime kavuşayım artık.
Kış yüzünden kot giymekten çok sıkıldım artık :(
























Burada da geçen hafta park bravo dan aldığım siyah bluzle ve kendi yaptığım yakayla kombin yaptım.
Bu tam bir akşam yemeği ya da bir düğün kombini olabilir benim için :)
İyi bunu aklımda tutayım ben o zaman :P


















Sözü fazla uzun tutmadan ben kaçıyorum arkadaşlar..
Malum yeni post hazırlığına girişeyim ben ...
Haydı bana eyvallah ... :)



SEVİM TURAN ÇOLAK




KUTU KAPLAMACA :)



Merhaba arkadaşlar...
Proje yapmaya son hız devam ediyoruz. 
Süslü püslü - güzel kutulara bir dünya para vermenize hiç gerek yok.
İster ayakkabı kutularını , daha büyük kutu istiyorsunuz da aldığınız elektronik kutularını kaplayabilirsiniz.
Boşuna yapıştırıcıyla ya da kağıt kesme derdiyle de uğraşmadan hem de..

Hani şu çekmece ya da raf kaplamak için , hazır kendinden yapışkanlı folyolar var ya işte onlardan alıyoruz.
Bir kutuyu yapıştırmak da sadece 1 dakikanızı alıyor.






Yapışkanlı folyoları pazarda ya da eskiden milyoncu dediğimiz, ama artık biraz daha pahalı şeylerin de olduğu,  ev için her şeyin satıldığı alışveriş mağazalarında çok makul fiyata  bulabilisiniz.
Ben ise Mahmutpaşa' dan  sadece duvar kağıtları ve yapışkanlı folyoların satıldığı bir dükkandan aldım.
Oralarda seçenek daha çok tabii ki.
Ben aradığım dama deseni sadece orada buldum çünkü.
Yanlış hatırlamıyorsam  5 metresini 6 liraya aldım.



Ben ayakkabı kutularını kaplayarak içine, artık ayakkabılığa sığmayan ayakkabılarımı koydum.
Bir iki kutu da kaplayarak mutfak da ıvır- zıvır koydum.

  










Daha büyük kutuları kaplayarak içine fazla giysileri, yastıkları, örtüleri, ya da çocuğunuzun artık oynamadığı 
oyuncakları koyup, kaldırabilsiniz.

Ya da ayakkabılarınızı kendi kutularına koyarak ayakkabı dolabında tutuyorsanız  eğer,
kutuların hepsini aynı renk kaplayarak da, dolabı her açtığınız da çok şık bir görüntü elde edebilirsiniz.





Tiyolar ben den ne yapacağınıza karar vermek sizden ...

İhtiyacınız doğrultusunda bir şeyler kaplayın artık  :))) 
yani illa  kaplayın :))

















Ben bu kutuları geçen hafta sonu kaplamıştım.
Postu bu hafta sonuna ancak yetişti.

Bu hafta sonu da çok beğendiğim bir pileli etek diktim. 
Yani şimdilik kestim ve teğelledim.
Bu gün terziye götürüp diktireceğim.
Malum henüz bir dikiş makinem yok.
Eğer bu dikiş işi beni sararsa bi dikiş makinesi o zaman şart olacak işte :)))

Neyse bakalım eteğimiz dikilsin de bir kombin yapıp fotoğraf çeker, sizlerle de paylaşırım.

Herkese bol aktiviteli , mutlu bir pazar diliyorum...

Hoşçakalın...





18 Mart 2013 Pazartesi

VİNTAGE ÖRTÜLERİM BENİM:))



Bir vintage esintisidir gidiyor..
Vintage dediğimiz şey 1970-80 ler de moda olan giysi, çanta, şapka, takı, örtü.. gibi ürünlerin 
tekrar piyasaya sürülmesiyle oluşan bir akımdır.

Baktım ben de bu rengarenk , kalın yünlerle ve kalın tığlarla örülen örtüler moda oldu,
aklıma taa ortaokul yıllarımda ördüğüm örtülerim geldi.
İlk ördüğüm el işim diyebilirim bunlar için.
Hatıra olur, belki çocuklarıma gösteririm '' bakın anneniz ne örmüş zamanında , bizim zamanımızda bunlar modaydı diye '' saklamıştım :))
Nerden bilebilirdim bu kadar erken tekrar gündeme geleceğini.
Ne yapalım olan olmuş artık :) modanın önüne geçemeyiz ya :P




Ben de açtım çeyiz sandığını , çıkarttım  vintage örtülerimi..
Serdim tv ünitesinin üzerine..
Dantel veya herhangi bir örtü kullanmıyordum zaten ,
 ama ara ara bunları kullanabilirim diye düşündüm.
Bi renk kattı eve.. 






Zaten klasik ve antika şeylere karşı bir zaafım vardır.
Hele ki ahşap ve sepet görmeyeyim dayanamaz alırım.

Eşimle bir mağazaya girsek ve birbirimizi kaybetsek o beni sepetlerin yanında ,
 eliyle koymuş gibi bulur :))

O kadar yani..
Bir tutkudur  ben de ki bu sepet aşkı... 
BURADA ki yazımda da bahsettiğim gibi ...














Eminim çoğunuzun da mutfağında ya da çeyizinde bu tarz örtüler vardır.
Şimdi onları gün yüzüne çıkarmanın tam zamanı..
Biraz eskilere, hatıralara gitmek fena da olmuyor hani..
Offf off, bu örtüleri ördüğüm , o Eskişehir de geçen çocukluğum geldi aklıma :(((
Ben yine duygusala bağlamadan kaçayım en iyisi buralardan..





Herkese çocukluğundaki neşeli ve mutlu bir hafta diliyorum...

Hoşçakalın 


Sevim Turan Çolak



17 Mart 2013 Pazar

ÇARPI İŞİ TEKRAR GÜNDEMDE..


Çarpı işi bu kadar gündemlere düşer de ben yapmadan durur muyum?

Son zamanlar da baktım ki hemen herkes almış eline bir iğne bir iplik habire işliyor.
Çok güzel ve eğlenceli şeyler çıkıyor ortaya. 
Öyle ciddi ve zor şeyler işlemeye de gerek yok. 
Baykuşlar, bebekler, kuşlar, ağaçlar, evler, çiçekler çok hoş duruyor etaminin üzerinde.

Küçüklüğümden beri ben de çok severim seccade, örtü işlemeyi.
 Tabii ki onlar büyük parçalar olduğu için daha zor ve zaman alıcı oluyor.
Bunlar ise çocuk odalarını, koridorları, mutfakları süsleyecek , küçük objeler.

Ben henüz nereye asacağımı bulamadım.
Çünkü iki tane işleyip, ikisini bir arada kullanmak istiyorum.
Henüz ikincisini işleyemedim.
Başka işlerle uğraşmaya başladım arada.

Zaten henüz bitmiş de sayılmaz birincisi.
Ahşap görünümlü çerçevesini beyaza boyamayı düşünüyorum çünkü.
Boyayınca arkasına bir de asmak için bir ip yaparım ve duvara asarım. 
Bir de o zaman çekerim fotoğraflarını.
Bir post yapamasam da instagram dan paylaşırım fotoğraflarını.
Beni instagramdan takip etmek için buraya tıklayınız ..




Çarpı işi yapmak için gerekli malzemeler bir kasnak çerçeve, etamin kumaşı, etamin iğnesi ve modelinize uygun iplerdir. Ancak ben bir gün mahallemizdeki  mutfak ,ev , kırtasiye gibi ıvır-zıvır satan çok katlı mağazalardan birinde buldum bu çerçeveyi. Etamin üzerine yapıştırılmıştı. İğnesi , ipliği, işlenecek model de üzerinde hazırdı ve 3 liraya satılıyordu.
Kaçırmadım hemen son kalan 2 taneyi de alıverdim.
Zira daha önce bir tuhafiyede sadece çerçevesini 10 lira ya sormuştum :)
Resimde gördüğünüz ipleri ben kendim aldım. 
Çerçeve ile birlikte satılanların renkleri hoşuma gitmemişti çünkü.




Sonra başladım işten geldikten sonra, fazla yorgun olmadığım akşamlarda işleme yapmaya.
Aşama aşama da fotoğraflarını çektim sizlere.









Gerçekten zevkli, stres atmaya yardımcı ve kolay bir aktivite.
 Ortaya çok şık, el emeği tablolar da çıkması cabası..

İkinci tabloyu resimde gördüğünüz arabalı değil de bir baykuş işlemeyi düşünüyorum.
 İnşallah en yakın zaman da onu da işlemeye başlayabilirim..

Sevgiyle kalın..

Hoşçakalın...





SEVİM TURAN ÇOLAK

9 Mart 2013 Cumartesi

ZIMBA YAKALI GÖMLEK YAPTIM :)


Şu aralar mağazalarda gördüğüm neredeyse tüm gömlekelerin yakalarında zımba görüyorum.
Çok da hoşuma gidiyor. Dedim ki bu kadar tüketici olmaya gerek yok.
 Sade bir gömleğin sadece yakası süslenmiş.
Benim de gardrobumda olan ve pek fazla giymediğim bir gömleğim vardı.
Zımba yakanın modası geçerse de sökebilirim ve sade olarak tekrar giyerim dedim.
Yapmamız gereken bu zımbalardan satın almak.
Ben dikerek yaptığım için, alırken zımbaların iğne delikleri olmasına dikkat edin..

Sonra gelişigüzel dikin. Paralel olarak diğer yakaya da uygulayın aynı zımbaları.

Oldu bitti ... :)










Gömleğin son hali budur.
O kadar hoşuma gitti ki, artık çok severek giyiyorum bu gömleği.
Bir kaç zımba ne kadar da değiştirdi gömleğin havasını.












 Tahmin edersiniz ki , hemen kombin yapıldı ve gezmelere gidildi yeni gömlekle.
Farkettim de gömleğin bu yeni halinden sonra haftada 3 kere giymişim..
Bu gömleği yeni aldığım zamanlarda bile bu kadar çok giymemiştim.
İyi ki süslemişim diyorum her giydiğimde gömleğimi.

Bu zımba çalışmasını ayakkabılarıma da uygulamayı düşünüyorum.
Eminim onlarda eski halinden daha güzel olacaklar.







 

Bu kolay ve zevkli uygulamayı sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum.
Artık kullanmaktan sıkıldığınız ne kadar eşyanız varsa, toplayın bir elden geçirin, onlar da bir kendine gelsinler :)

Tasarımlarınız bol, gününüz güzel olsun...

Hoşçakalın  


SEVİM TURAN ÇOLAK

6 Mart 2013 Çarşamba

PUSET VE BEBEK ARABASI

Herkese merhaba,

Bu hafta bir arkadaşım için uzun araştırmalardan sonra bir bebek arabası aldık. Arkadaşım puset ve bebek arabası arasında tereddütte kalmıştı. Bu yüzden pusetleri ve bebek arabalarını iyice araştırdık öyle aldık.

Sizlere bu araştırmalarımızın sonucu edindiğim tecrübeleri anlatayım. Önce pusetler:

Puset, elle sürülen ve bebek arabalarına göre oldukça hafif olan bir tür bebek arabasıdır. Puset alırken özellikle şunlara dikkat edilmeli:


Pusetin kapanma şekli bence en önemlilerinden. Bazı pusetler tek elle kapanabilirken bazılarında çift el kullanmanız gerekebiliyor.

Pusetlerin bazıları ayarlanabilir kollu oluyor. Puset alırken buna da dikkat edilmeli.

Puset alırken bir başka önemli durum da pusetin kaldırabileceği ağırlık. Unutmayın bebek arabalarına göre pusetler daha az ağırlık taşıyabilir.

Puset olayını Chicco'nun Baston Puset'iyle tamamladıktan sonra bebek arabası için önerilerimi yazmak istiyorum.


Benim için bebek arabası alırken dikkat edilmesi gereken şeylerden biri pusetlerde olduğu gibi katlanınca ne kadar yer kapladığı. Bazı bebek arabaları katlanınca bayağı bir ufalıyor ama bazı bebek arabaları sanki hiç katlanmamış gibi yer kaplıyor.

İkinci önemli unsur bebek arabasında bebeğimizin yüzünün bize ve karşıya bakabilecek şekilde ayarlanabilir olması.

Bebek arabasının sarsıntılardan koruyan bir yapısının olması önemli.

Bebek arabası bir de kolay sürülebilir olmalı. Uzun sürüşlerde rahatça sağa sola çevrilebilmeli.

Bu arada bebek arabalarının kumaş kaliteleri de önemli.

Bütün bunları hesaba katarsak yine Chicco'nun bebek arabaları veya Kanz'ın bebek arabalarını önerebilirim. Özellikle Kanz'ın üç tekerlekli bebek arabaları var. Fiyatları da kaliteye göre uygun. Zaten Chicco ve Kanz bence bebek arabası ve puset konusunda çok kaliteli firmalar.

BUNLARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...